'ETİK' BİLİNCİMİZ!?

Etik konusu insanoğlu var olduğundan beri her zaman tartışma konusu olmuş, sınırları tam anlamıyla çizilememiş belki de hiçbir zaman çizilemeyecek olan bir konudur. İnsan denen varlık daha kendi türdaşlarıyla bile,arasında bu konuyu halledememişken insan-hayvan arasındaki etikten bahsetmek ne kadar doğrudur ve akıntıya karşı çekilen bu kürek ne kadar etkili olur bilinmez.
Etik kavramı insanların iyiye doğru olan yolculuğunda aşılması en zor olan basamaktır bence, çünkü; etik tamamıyla kişiyle yaratıcısı, kişiyle vicdanı, kişiyle yaşadığı ortam arasındaki soyut bir kavramdan ibarettir. Ancak işin şu boyutu var ki; hayvanlara karşı merhametli, etik, hakkaniyetli olmayan birisi insanlarla olan ilişkisinde 'iyiyi' ne kadar yansıtabilir ne kadar etik ya da doğru olabilir? Bu konu üzerine konuşmak isterim. Okuduğum bölüm ve yapacağım meslekten dolayı sürekli hayvanların öldürülmesi, ekonomik ömrünü doldurması vb durumlardan ötürü öldürülmesi olayına her gün şahit oluyorum.

Belki bu konudan uzaksınızdır ama size şöyle açıklayayım. Bir ineğiniz var, size 3-4 sene süt vermiş para kazanmanızda, çocuğunuzun okul masrafından alacağınız ayakkabıya kadar her şeyin maliyetini kendi fizyolojik sisteminde var olan, sizin hiçbir katkınızın olmadığı, yüzyıllardır belki de milyonlarca yıldır yaptığı bir eylemden para kazanmanıza izin vermiş ve belki de kötü şartlarda, esaret altında yaşamış bir canlı. Gün gelir ki bu hayvan bir hastalığa yakalanır ve veriminde düşüş yaşanırsa işte o zaman, verilen örneklerin hiç biri sanki olmamış gibi bu hayvan kesilerek hala sizin para kazanmanız için hizmet eder. Bu verilebilecek en basit örnek.

Yeni doğan buzağıların doğarken yaşadığı zorluklardan dolayı ayağındaki kırıkları, luksasyonları ya da anomalileri yüzünden tek suçunun böyle yaratılmış olmasından dolayı daha 15-20 günlükken kesilip bekçi köpeklerine verilmesi ile sesi çıkmadığı için bir köpeğe tecavüz etmek intestinal sisteminde oluşan hasarlardan ötürü bize yapılan müracaat sonucunda tecavüze uğradığını öğrendiğimizde hissettiğim duygular hemen hemen aynıydı. Çünkü bu olayları gerçekleşmesine sebep olan yegane kaynak insaoğludur. Halk arasında şöyle bir inanış vardır; atların ayağı kırılınca öldürülmesi gerekir çünkü asla yürüyemez. Aslında gerekli rehabilitasyon işlemleri sonucu kırıktan kurtulup yürüyen hatta koşan atlar gördüm işte burada yine işin içine insaoğlu, insanoğlunun hırsı ve etik giriyor. Atların öldürülmesinin sebebi bir daha asla eski performansını veremeyecek olmasıdır. Yani o at, sahibine bir daha bin liralar kazandıramayacak, bir seferde 300 kg taşıyıp 30 km durmadan gidemeyecek. İşte bunun için bir yaşama son velirip bir canlının elinden yaşama özgürlüğünü alma hakkını kendinde görebilecek kadar etiktir insanoğlu. Sevimli geldiği için evine aldığı sıkılınca da sokağa, ormana, barınağa bıraktığı canlılarla olan mücadelesinde, sırf biraz daha para kazanmak için doğal ortamlarından sökülüp hapishane benzeri çiftliklere kapatılıp belki de doğumundan ölümüne kadar asla toprak zemine dahi basmayacak hayvanların yetiştirilip pazarlanmasında etik hiçbir zaman insanoğlunun peşini bırakmayacaktır.
Yazıma, size birkaç soru sorarak ve sizi ‘etik' değerlerinizle baş başa bırakarak son vermek istiyorum. Merak etmeyin soracağım soruların cevaplarını sadece siz bileceksiniz. Yani her gün yüzlerce kez tekrarladığımız gibi iyi olma, insanlara iyi görünme çabasına girmeden sadece kendiniz olarak cevaplayınız. Bu tepkim sadece; insanoğlunun hırsından ve gözünün dönmesinden dolayı, bu dünyayı sadece bize aitmiş sanarak hareket etmesi, bunu bir şekilde kılıflara sokarak herkese kabul ettirmesi ve bunun hiçbir zaman değişmeyecek oluşu. Hayvanların tabii ki etinden, sütünden yaralanılmalıdır ama bunu biraz daha ‘insancıl’ yöntemlerle yapmak çok basit ve mümkün. Yılda biraz daha az para kazanmayı kabul ederek, o canlılara daha yaşanabilir bir dünya ve kendimize daha etik bir toplum diyebilmek mümkün.

Geçelim sorulara; Hayvan sever bir insansınız ve etik biri olduğunuzu düşünüyorsunuz, evde bir yangın çıktı ve içeride bir köpek var; alevlere rağmen kurtarmak için hayatınızı riske atar mısınız?
Aynı şekilde yanan bir evi daha tahayyülde bulunalım. İçeride size ait bir köpek ve bir sokak köpeği var. İki köpeği de kurtarmayı göze alır mıydınız?
Şansa bakın ki ev bir daha yandı! Bu kez içeride bir sokak köpeği ve yıllardır biriktirmiş olduğunuz hayalinizdeki arabayı, tatili, işi yapmanıza yetecek kadar birikiminiz mevcut. Hangisini kurtarmayı seçersiniz.
Cevaplar tamamen size ve vicdanıza aittir, sadece 5 dakika düşünüp olayı tahayyül edip öyle yanıtlayınız.
Herkese sonsuz iyilikli, etikli ve doğruya giden yolda hırslarından sıyrılmış bir hayat dileklerimle.

Bizi daha yakından tanımak isteyenlere >
Twitter: Yağmur Kayacan & Gamze Şakrak
Instagram: Elif Gamze Şakrak & Selim Hazinoğlu
Daima gelişebilmek, değişebilmek ve öğrenebilmek umudu ile... Hepimiz için buradayız.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

CAN'LARIMIZ TEHLİKEDE

BİR MISRA DAHA...

AMAN ALİ RIZA BEY TADIMIZ KAÇMASIN.