CAN'LARIMIZ TEHLİKEDE

-Öncelikle bizi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederiz.-
Zuhal Kadıoğlu: Rica ederim. Burada bizim misyonumuz çok farklı; hayvan barındırmanın ötesinde... O yüzden buraya kimseyi kolay kolay kabul etmiyoruz. Buradaki her canlı çok özel. Ben eğitimci bir anne-babadan geliyorum, o yüzden gençlere destek vermeye çalışıyorum.
-Dilerseniz sorulara geçelim?-
Zuhal Kadıoğlu: Tabii ki.

Soru 1) Böyle bir Yaşam Merkezi kurmayı nasıl düşündünüz?
Zuhal Kadıoğlu: 2011 yılında felçli bir Cana baktım, felçlilerin kurtulma ihtimali varken bile uyutulduğunu (ötanazi) fark ettim ve biri aslında yürüyebilecekken onu öldürmek bana çok ağır geldi. Birinin yaşam hakkı varken diğerinin hakkı yok mu diye düşündüm.
Bu merkezi ilk kurduğumda sayımız 70'di ve  yürüyemez denilen Canlar burada yürüyebildi.

Soru 2) Yaşam merkezinizde ki Canlar arasında en sık rastlanan rahatsızlık nedir?
Zuhal Kadığlu:Yaşam Merkezimizin amacı; felç, geri dönüşümü olmayan, hastalıklar; fip, kanser vb. gibi hastalıklara sahip olan Canların burada barınmasını sağlamak ve kurtarılamayacak Canların yaşamlarını, en azından daha rahat sona ermesini sağlamak. Ana konumuz; bakıma muhtaç, tedavisi olmayan hastalıklar taşıyan Canların burada rahat barınabilmesi.

Soru 3) Terk edilmiş ya da şikayet üzerine toplanmış hayvanlar da yaşam merkeziniz tarafından sahipleniliyor mu?
Zuhal Kadıoğlu: Bünyemize, Türkiye genelinde, araç çarpması, ateşli silahla vurulma veya  tecavüze teşebbüse uğramış Canları alıyoruz ama şuan ciddi şekilde bir sayı popülasyonuyla karşı karşıyayız, o yüzden daha fazla Canı, ne yazık ki yaşam merkazimizde barındıramıyoruz.
Şuan 418 Canımız var ve bu Canları da burada barındırıp bakmaktan gurur duyuyorum. En ağır rahatsızlıkları bulunduran Canlar burada olduğu için daha fazla Can'ı bünyemize alımı durdurduk.



Soru 4) Ne sıklıkla yardım alıyorsunuz, insanlar buradaki hayvanlar için duyarlı davranıyor mu?
Zuhal Kadıoğlu: Burayı kişisel olarak, 2015 Eylül'de kurdum. 2018 Ocak ayına kadar bireysel yürüttük ve bütün imkanlarımızı, nakdi kendimiz karşıladık. 2018 Ocak'ta bir derneğe dönüştüğümüzde bile duyulmamız ağustos ayını buldu. Çok yeni tanınıyoruz ama tanındıkça sosyal medyanın ve kamu kuruluşlarının da ilgisini çekmeye başladık. Bir derneğin, böyle bir yaşam merkezine ve sisteme sahip olması zaten Türkiye'de yoktu. Bu alanda biz aslında bir ilk olduk. En önemlisi de; biz 26 Şubat'ta Türkiye'nin ilk özel geçici bakım evi olduk, böyle bir statü aldık. Bu da yapılabilirliğin en büyük göstergesi. Bu statü, bir canlının ihtiyaç duyduğu tüm bakım şartlarını sağlayıp, Canın refahı için gerekli imkanları sağladığımızın göstergesi olarak verildi.
Tabii ki destek alıyoruz ama çok az. Derneğin tek yapabileceği bağışları kabul etmek, bunun dışında, bir dernek kendi reklamını dahi yapamaz.
Sms ile yardım toplamak için başvurularda bulunduk. Buradaki Canların bakımını sağlayabilmek için daha fazla bilinirliğe, üyeye ihtiyacımız var. Çünkü; Canlarımızın büyük çoğunluğu felçli...









Soru 5) Genelde, üniversite veterinerlik hastanelerinde ve veterinerlik fakültelerinde barınak hayvanlarına çok özenli davranılmadığını öğrendik, bu konu hakkında sizin de bir şikayetiniz var mı?
Zuhal Kadıoğlu: Bizim şöyle bir handikapımız var, biz özel veteriner ile çalışıyoruz. Bu yüzden bütün ihtiyaçlarımızı orada giderebiliyoruz.
Devlet Üniversitelerinin Veteriner hekimliği fakültelerinde sanıyorum ki yeni yeni teçhizat alımları oluyor. İstanbul Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi içi MR alımı yapıldığını duydum ama İstanbul dışındaki fakültelerin teçhizatının az olduğunu ve karantina, bulaşıcı hastalık gibi durumlarda çok fazla dikkat ve titizlik gösterilmediğini biliyorum. Bu bir adres gösterme olmasın ama bir şikayet mahiyetinde olsun. Bu durumun iyileştirilmesini umut ediyorum.



Soru 6) Belediyenin size yeteri kadar destek verdiğini düşünüyor musunuz?
Zuhal Kadıoğlu: İstanbul Büyük Şehir Belediyesi ile henüz yeni bir görüşmemiz vardı. Türkiye'de ki ilk özel geçici bakım evi statüsü aldık. Hayvan Haklarını Koruma Kanunu'nun 5199'un 6. maddesinde hatırladığım kadarıyla şu yazıyordu; Belediye hayvan severlere yardımcı olmak zorundadır ama belediye sadece arazi, araç tedarik edebilir ve bunları da alabilmek için belirli şartlara sahip olunması gerekir. Bunlar dışında mama ve maddi bir yardımda bulunamazlar. Bu yüzden kanunun belki de revize edilmesi gerekiyor.
Devlet dernekleri motive ederse ve şartları daha kolaya indirger ve bazı imkanları sağlarsa o
zaman sorunlar da oldukça azalabilir. 





Soru 7) Yaşam Merkezinizde ki 
hayvan gönencini tam olarak sağlayabiliyor musunuz?
Zuhal Kadıoğlu: Türkiye'de ki çoğu barınaktan daha iyi bir refah sağlıyoruz. Burada hem çalışanı hem gönüllüsüyle 15 kişi var, ve burada 24 saat hizmetteyiz. Burada ki en büyük avantajımız gece de takip edebiliyoruz çünkü burada yaşıyoruz. Ev ortamı var ama profesyonel çalışıyoruz ve diğer yönden veterinerimiz de var. Sayımızın artması güzel ama kalite durumumuz istediğimizden bir tık aşağıda. Buna rağmen mevcut birçok bakım evinden daha iyi durumdayız. 418 Canımız olmasına rağmen içeri girdiğimizde bir barınak kokusu yok.

Soru 8) Yaşam Merkezi bünyenizde eksikleriniz olduğunu düşünüyor musunuz?
Zuhal Kadığolu: Canlarımızın fazlalığından ve eksik ihtiyaçlarımızdan dolayı birebir temas azaldı. Şuan ilk önceliğimiz Canlarımızın ve çalışanlarımızın hijyeni. Alan sorunuz da oldukça fazla. Daha fazla Can alabilmek adına yaşam alanımızı feragat edersekte bizim sağlık sorunlarımız meydana çıkabilir, çalışanlarımızın rahatı da bizim için ön planda. İşte bu noktada da kâr-zarar yapmak zorundayız. Sadece felçli değil felçten kalkanlar da var, dışarıda kendilerine bakamayacak olanlar da var.
Yaşam Merkezimizde her alanda ayrı eldiven kullanımına dikkat ediyoruz, her yer antibakteriyeldir ve hastane zeminlidir. En büyük eksikliğimiz ise onlara verebileceğimiz sevgimiz, çünkü; bakımlarından dolayı, sevgiye zaman kalmıyor.

Soru 9) Başlıca ihtiyaçlarınız nelerdir, hangi tür yardımları kabul ediyorsunuz?
Bağış kabul ediyoruz. Aslında tamamen 'gönlünüzden ne koparsa' mantığıyla hareket ediyoruz.
Bu Yaşam Merkezi, barınak tanımının çok dışındadır. Barınakların amaçları; kısırlaştır, aşıla, gönder ve hasta ise iyileştir. Bizim misyonumuz daha farklı; biz Canları burada barındırıyoruz.
Başlıca ihtiyaçlarımız; hasta altı bezi, deterjan, yumuşatıcı, yüzey temizleyici, eldiven... Hijyene dikkat etmezsek, daha fazla hastalığa sebebiyet veririz ve bu bizim için daha fazla maliyet demektir. Kışın burası çok soğuk oluyor, sadece evi değil Canların yaşam alanlarını da ısıtmamız gerekiyor, bu yüzden elektrik faturası da çok fazla geliyor. Yani, dışarıdan göründüğü gibi, bizim ihtiyaçlarımızı sadece mama karşılamıyor. Burası, tabiri caizse bir hastane diyebiliriz.
Sosyal medyada takip etmek istersen:
Instagram'da Encander Derneği & Twitter'da Encander Derneği
Web site: Encander Derneği
Bağış için: Mama bağışı & Para bağışı

Bizi daha yakından tanımak isteyenlere >
Twitter: Yağmur KayacanGamze Şakrak
Instagram: Gamze Şakrak
Daima gelişebilmek, değişebilmek ve öğrenebilmek umudu ile... Hepimiz için buradayız.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BİR MISRA DAHA...

AMAN ALİ RIZA BEY TADIMIZ KAÇMASIN.